Bir Gemi Faciası ''Titanik'' Filmi

-
Titanik
James Cameron'ın yönetmenliğini üstlendiği ve 1997 yılında yayımlanan film, 14 Nisan 1912 gecesi bir buz dağına çarpıp sulara gömülen RMS Titanic ismindeki yolcu gemisinin gerçek hikayesinden esinlenmiştir. Bu olay 1.514 kişinin ölümüyle sonuçlanmış ve en büyük deniz felaketlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. 

Tür: Epik, Felaket, Romantik 
Süre: 195 dakika 
Ülke: Amerika
Oyuncular: Leonardo DiCaprio (Jack) , Kate Winslet (Rose) 

Teknik Ekip: Yönetmen-Senarist (James Cameron) , Yapımcı (James Cameron - Jon Landau)
Konusu: Titanik adlı dev geminin Avrupa’dan Amerika’ya yapmış olduğu ilk yolculukta, genç bir ressam olan Jack ile nişanlısı ve annesiyle birlikte yolculuk eden Rose adlı genç bir kız da vardır. İki genç şans eseri tanışır ve aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine duygusal bağlamda yakınlaşırlar. Yola çıkılmasından dört buçuk gün sonra, 14 Nisan 1912'de Titanic bir buz dağına çarparak yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra sulara gömülür.
Yazardan: Filmin gerçek bir hikayeden esinlenmiş olması yani bu olay örgüsünün bir zamanlar gerçekte yaşanmış olması nasılda ürpertici değil mi? Gerçek olayların beni her zaman derinden sarstığını belirtmiştim ve bu film de beni fazlasıyla düşündürmeye itti.

Titanik filminin en sevdiğim sahnesi: Gemi batmaya başlamasına rağmen müzisyenlerin çaresizce, insanları rahatlatmak adına keman çalmayı sürdürmesi oldu. Ayrıca paranın hiçbir işe yaramaması da ayrı bir çarpıtıcı nokta.
Bu arada fazlasıyla merak ettiğim bir konu var.
‘Neden felaketlerin çoğu gece vakti yaşanır?’
Sanki gece, felaketleri kendine saklamak istermiş gibi. Bu konuda benimle aynı fikirde olamayabilirsiz ama ben ne zaman garip ve ürkütücü bir olaya denk gelsem her daim gece yaşandığını farkettim. 

Gerçekteki Titanik gemiyle ilgili ilginç bir olaydan bahsetmek istiyorum. Normal şartlarda gemide 2224 yolcu olmasına rağmen gemiye yalnızca 2223 yolcu binmiştir. Gemiye binmeyen bu bir kişi Türk doktor Besim Ömer Akalın’dır. Kötü hava şartlarından dolayı gemiye yetişemeyerek hayatta kalmıştır.
Filmin Titanik faciasını çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Gerek bir çok alanda aldığı ödüllerle gerek oyunculuğunu iyi bildiğimiz DiCaprio’nun yapıtta yer almasıyla ve gerekse filmin müziğiyle kendinizi tarihe yolculuk yapmış hissine kapılarak sıkılmadan izleyeceğiniz harika bir başyapıt. 

 Not: +18 sahneleri içermektedir. 

 Sağlıcakla kalın…

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fatime Zerya Önler ile Röportaj

-
Resim
     1-Bize kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?       Ben Fatime Zerya ÖNLER. Resmiyette Zerya yok tabi. Sevdiğim bir isim ve ‘Gönül-Yürek’ manasına geliyor. Doğma büyüme Siverekliyim. Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilgiler Öğretmeni mezunuyum. (2021) İlk eserim ERİHNÂ ve bir gençlik romanı.      2- İlk eserinizin Erihnâ olduğunu söylediniz. Oradan devam edelim. Yazmak istediğiniz ilk eser miydi?      Ben, Erihnâ için; düşünce olarak değil, eylem olarak ilk göz ağrım diyorum. Aslında ilk yazmak istediğim eser, yaklaşık on beş sene boyunca üzerinde düşündüğüm bir hikâye. Ancak eğer bir eser üzerinde çok düşünmüş ve onunla büyümüşseniz onu kolay kolay kaleme alamıyorsunuz. Çünkü her olayı sizin bir parçanız oluyor ancak kitabın oluşabilmesi için de onlarca olayı silip atmanız gerekiyor. Bende kendimden olan bu parçalara kolay kolay dokunamıyorum. Aynı zamanda o eseri yazmak beni korkutuyor açıkçası. Çünkü üstünde hala düşünmeye devam ediyorum. Özelikle sıkıldığım zaman
Devamı»

FİLM TAVSİYELERİ

-
Resim
İzlemesini tavsiye ettiğim filmler. (Sıralama karışık verilmiştir.) —Esaretin Bedeli —Zindan Adası —Inception —Yeşil Yol  —Kehanet —Prestij —Piyanist —Akıl Oyunları —Hayat Güzeldir —3 Idiots —The Platform —Schindler'in Listesi —Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi —Babam ve Oğlum —Milyoner —Umudunu Kaybetme —Kanlı Elmas —Yıldızlararası —Truman Show —Kelebek Etkisi —Nefes: Vatan Sağolsun —Kabadayı —Yaşam Şifresi —Pi'nin Yaşamı —Av Mevsimi —120 —Açlık Oyunları Serisi —Labirent Serisi —Harry Potter Serisi —Uyumsuz Serisi —Yüzüklerin Efendisi Serisi —Guguk Kuşu —Parasite —Ayla —Kuzuların Sessizliği —Ruhların Kaçışı  —Sevginin Gücü —Köstebek —Malefiz —Can Dostum —Ateşböceklerinin Mezarı  —Prenses Mononoke —Kefernahum —Bülbülü Öldürmek —Dangal —Yürüyen şato —Komşum Totoro —Cennetin çocukları —12 Yıllık Esaret —Fareler ve insanlar —Ön Cephe  —Detachment / Kopma (2011) —Ölü Ozanlar Derneği —Koro —Özgürlük Yazarları —Karatahtanın Ötesi  —İmparatorlar Kulübü  —Sakıncalı Düşü
Devamı»

Kitaplarıma Ulaşmak İçin

-
Resim
Erihnâ Kitap Açıklaması: Şimdi bu neyin ağlayıp sızlanışıydı böyle? Ya bu yorgun kollar arasındaki beyaz meftun, o da kimin nesiydi? Yağmur tüm şiddetiyle üzerlerine yağıyordu. Kefenden sular sızıyordu. Mezarda sular birikmişti. Acaba göl mü sanmıştı kendini? Neydi göğün bu feryadı? Evladını yitiren ana mıydı, sevdasını askere yollayan sıla mıydı? Tıpkı annesine ağladığı gibi ağlıyordu gökyüzü. Eller, toprak taşıyordu mezara. Her dosttan bir avuç toprak… Sevenlerin elleriyle kapanıyordu o çukur. İki mezar taşı… Biri baş diğeri ayakucuna… Çiçekler bırakılıyordu başucuna. Dualar dökülüyordu üstüne. Fırtına birazdan susup kalacaktı öylece. Sonra gök susuyor. Rüzgârın titrettiği yapraklar ve sekip duran tüm kuşlar bir bir susuyor. Sadece babasının ayak sesleri duyuluyor. Elinde sımsıkı tuttuğu bir fotoğraf, öpüyor ve usulca mezarın başucuna, çiçeklerin arasına bırakıyor. Uzun, sarı saçları olan güzel bir kız var fotoğrafta. Gözleri koyu mavi olan bir kız… Yaklaşıyor ve toprağa
Devamı»